- Fazla Enerji Teorisi
Canlılar yaşamak için enerji üretir. İhtiyaç fazlası artan enerji baskı oluşturacağından harcanmalıdır. Amaçsız gibi görülen oyun, insan ve hayvanların fazla enerjisini atabilme yoludur. Oyunun içeriği önemli değildir.
- Rahatlama (Rekreasyon) Teorisi
Çalışma sırasında azalan enerjiyi tekrar yerine koymak için oyundan yararlanılır. Özellikle büyük kasların çalıştırılmasını içeren hareketlerin bu rahatlama için çok uygun olduğunu varsayılır. Oyun, okuma yazma ve aritmetik çalışmaları yaparken harcanan enerjiyi yerine getirir.
Uzun yorucu bir iş gününün ardından yapılan ve oldukça fiziksel güç gerektiren yüzme, futbol gibi etkinliklerin bu kuram ile ilişkilendirilir.
Rahatlama Kuramı ve Fazla Enerji Kuram, oyun zamanı ile çalışma zamanını ayırmaya götürür. Okullarda ders ve oyun zamanları (teneffüs) vardır.

- Hazırlık / Ön Egzersiz Teorisi
Groos’a göre oyun yetişkin yaşamına hazırlayıcı bir etkinliktir. “Çocuk, oyun yoluyla bir yetişkin olarak nasıl yaşanması gerektiğini araştırır ve bunları uygulama fırsatı bulur.”
Çocukluk oyunları, ona gençlik ve yetişkinlik yaşlarında kendisinden beklenenleri yerine getirebilme yeterliliği kazandırır.
Drama oyunlarında anne/baba rolü alan çocuklar ebeveyn olma becerilerini öğrenirler.
- Rekapitülasyon (Tekrarlama) Teorisi
Oyun, çocuğun içinde yaşadığı kültürün aynasıdır. Çocuklar atalarının yaşam tarzlarını yansıtmaktadırlar.
- Haz Teorisi
Oyun oynarken duyulan haz ve mutluluk oyunun en temel özelliği olan “eğlence” demektir.
- Psikoanalitik Teorisi
Oyun, çocuğun biyolojik ihtiyacı olan büyüme arzusudur.
Freud‘a göre oyun, çocuğun arzularını karşılayabileceği ve geçirdiği travmatik olayları baskılayabileceği, gerçek sınırlardan kurtulabileceği güvenli bir ortamdır.
Çocuklar, oyunlarında kimleri taklit edecekleri konusunda seçici davranırlar. O kişiye karşı olan sevgi, saygı, korku ve kızgınlık duyguları bu seçimde önemli rol oynar. Böylece onlar gibi olma arzularını gerçekleştirirler. Korku ve kızgınlık uyandıran kişileri taklit etmek çocuğun bu kişi ile ilgili yaşadığı kaygıyı kontrol etmesine yarar.
Erikson‘a göre oyun, hayal gücüyle dünyaya hakim olmak ve uyum sağlamaktır. Oyun, aynı zamanda duyguların ifadesi, geçmiş durumları yeniden yaratma veya gelecekte olacakları düşleme ve var olmak için yeni modeller yaratmadır. Gerçekte çözülemeyen problemler, evcilik oyununda, dramatik oyunda, sporda, sanat ve bloklar gibi oyunlarda çözümlenebilir. Polis, öğretmen, v.b. rollere bürünerek gerçek hayata hazırlanır.
- Bilişsel Gelişim Teorisi
Jean Piaget’e göre, oyun etkinliklerin büyük bir bölümü zihinsel faaliyetlerdir. Bu etkinliklerin tümü, çevredeki nesneleri keşfetme, araştırma, deneme etkinlikleridir. Oyun özümleme ve uyuma dayanır.
Çocuk, bildiği tepki örneklerini yeni karşılaştığı durumlara uyarlama yeteneği ile oyunlarının boyutlarını da genişletir. Çocuk, oyuna kendi algıladığı, deneyimleri de katarak sentezler yapar. Oyun, çocuğun yaratma ortamıdır.
Alıştırma Oyunu; Bilinen eylemlerin mutlu gösterimi, çocuklar nesneler ya da vücutları ile ilgili eylemler için oluşturdukları şemaları tekrar tekrar uygularlar. Bebeğin yakalama, itme, tekmeleme gibi hareketleri ustalıkla yapmanın verdiği haz, çocuğun oyun oynadığını gösterir niteliktedir. Sembolik Oyun; 18 aylık iken başlayan sembolik oyun, bir nesnenin başka bir nesnenin yerini aldığı veya başka kişilerin kimliğine bürünerek yapılan temsili oyunları içermektedir. Bir nesneyi başka bir nesneymiş gibi yapma ediniminde zihinde canlandırarak simgeleyebilme söz konusudur. Simgelenen nesnenin gerçek nesneye benzeyip benzememesi önemli değildir. Kurallı Oyun; Sosyal anlaşmaların ve etkileşimlerin üzerine kurulu olan kurallı oyunlar, somut işlemler döneminde sembolik oyunların azalması ile birlikte görülür. Piaget’ye göre kurallı oyunlar, hem alıştırma oyunlarının hem de sembolik oyunların toplumsallaşmasının sonucu oluşur. Sek sek, top oyunları gibi motor oyunları ile satranç, kart oyunları gibi zihinsel oyunlar kurallı oyunlara örnek olarak verilebilir.